İstanbul'un yoksul bir semtinde, sadece 6 yaşındaki Meryem, hayat mücadelesi veren bir çocuk. 25 kilodan 10 kiloya düştü ve şu anda yaşadığı açlık, ailevi sorunlar ve sosyal yardımların yetersizliği ile birleşerek onu bir çıkmaza sürükledi. Meryem’in hikayesi, birçok çocuğun da benzer şartlarda yaşamaya çalıştığını gözler önüne seriyor. Ailesinin zor durumu, Meryem’in zayıflamasına ve sağlığının ciddi şekilde tehlikeye girmesine neden oldu. Hayatın en güzel anlarının çocuklarla yaşandığı bir dönemdesiniz, ama Meryem gibi çocuklar için durum tam tersi. Peki, onun hikayesini daha yakından dinlemeye ne dersiniz?
Meryem, ailesinin geçim derdi nedeniyle her gün açlıkla yüzleşmek zorunda kalıyor. Annesi işler yetersiz kaldığı için yeterli gıda temin edemiyor. Babası ise iş bulmakta zorlandığı için ailenin maddi yükünü taşıyamıyor. Meryem’in kardeşleri de benzer açlık sıkıntıları yaşıyor ve bu durum aile içindeki psikolojik baskıyı artırıyor. Meryem, minik yaşıyla bile açlığın ne demek olduğunu öğrenmiş bir çocuk. Okulda arkadaşlarıyla oyun oynamak yerine, çoğu zaman yemeyecek bir şey bulabilmek için sokaklarda geçirdiği zamanlar, onu hem fiziksel hem de zihinsel olarak etkiliyor.
Meryem’in durumu sadece bireysel bir hikaye değil, aynı zamanda toplumumuzdaki açlık sorununun bir yansıması. Birçok insan, bu tür durumların varlığını bilse de, çoğu zaman duyarsız kalıyor. Toplumun içinde bulunduğu bu acı tablo, yardım eli uzatmayı bekleyen pek çok Meryem’i göz ardı ediyor. Bu nedenle, devletin sosyal yardım kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının daha etkin bir şekilde çalışması gerekmektedir. Meryem gibi çocuklar için ihtiyaç duyulan destek, sadece gıda yardımı değil; aynı zamanda eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler alanlarında da artmalıdır. Meryem’in sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi için aile yapısının desteklenmesi, maddi yükün hafifletilmesi ve çocuklara yönelik psikolojik destek programlarının artırılması gibi adımlar atılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, küçük bir çocuğun açlıkla mücadelesi, sadece onun değil, tüm toplumun sorunudur. Her birimizin bu duruma sessiz kalmaması için harekete geçmesi ve Meryem gibi çocuklara yardım elini uzatması elzemdir. Belki bir paket gıda, belki bir eğitim bursu, belki de sosyal hizmetler aracılığıyla sunulan psikolojik destek... Tüm bu adımlar, çocuklarımızın daha sağlıklı ve mutlu bir geleceğe sahip olabilmeleri için büyük bir fark yaratabilir. İzlemekle yetinmeyelim; duyarlılığımızı harekete geçirelim, Meryem’in yardımsever yüzleri bulabilmesi için öne çıkalım!
Küçük Meryem’in hikayesini duyduktan sonra, belki de siz de onunla birlikte bir adım atabilirsiniz. Yardım kuruluşları aracılığıyla bağış yapabilir, gönüllü çalışmalarına katılabilir veya çevrenizdekileri bilgilendirebilirsiniz. Çünkü her bireyin, Meryem’in yaşamındaki yanlışlıkları düzeltmede bir rolü olabilir. Aklımızda tutalım; çocuklar geleceğimizdir ve onların hayatı, toplumumuzun sağlığı ve geleceği açısından son derece önemlidir.