Haiti, son yıllarda çetelerin ve organize suç gruplarının etkisi altında büyük bir kargaşa yaşamakta. Ülkede güvenlik durumu, devletin kontrol edemediği bir noktaya ulaşırken, çetelerin faaliyetleri de giderek artmaktadır. Sonunda, bu duruma son vermek amacıyla geçen hafta gerçekleştirilen İHA destekli askeri operasyonlar, uluslararası toplumun dikkatini yeniden Haiti'ye çekti. Ancak, bu operasyonlar beklenmedik sonuçlar doğurdu. Resmi raporlara göre, en az 100 kişi hayatını kaybetti ve bu durum ülkede daha büyük bir krizin habercisi olabilir.
Haiti, geçmişte siyasi istikrarsızlık ve doğal afetlerden muzdarip bir ülke olarak biliniyor. Ancak son yıllarda, özellikle de 2020'deki başkanlık cinayetinden sonra, çetelerin gücü daha da arttı. Çeteler, birçok mahallede sınırları belirsiz bir yönetim kurarak, hem sosyal hem de ekonomik hayatı olumsuz etkilemeye başladı. Alışveriş yapanlar, günlük yaşamlarını sürdürenler için bu çeteler, birer korku kaynağı haline geldi. Diğer yandan, güvenlik güçlerinin yetersizliği, halkın çetelerden daha fazla korkmasına neden oldu.
Hükümet, çetelerin yarattığı tehdidi ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası yardım talebinde bulundu. Bunun üzerine, Birleşmiş Milletler ve bazı ülkeler ile iş birliği yaparak İHA'lı operasyonlar başlatıldı. Bu operasyonlar, çetelerin faaliyet gösterdiği bölgeleri hedef almayı amaçladı. Ancak, bu durum beklenmedik sonuçlar doğurdu. Yapılan hava saldırıları neticesinde, ölü sayısının hızla artması, hem yerel halk hem de uluslararası kamuoyunda büyük bir infial yarattı. Hükümet, operasyonların amacının çeteleri etkisiz hale getirmek olduğunu belirtiyor, ancak sivillerin de bu saldırılardan etkilenmesi, büyük bir insani krizi tetikleyebilir.
Özellikle son yapılan operasyonlarda, sivil kayıpların yaşanması, Haiti'nin ulusal ve uluslararası düzeyde tartışmanın merkezine oturmasını sağladı. "Savaş suçu" iddiaları ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşların sorgulamaları, Haiti'deki siyasi istikrarsızlığın bir başka boyutunu da gündeme getirdi. Bu operasyonlar, köklü sorunlara çözüm değil, belki de daha büyük bir kaosa yol açabilir.
Haiti'deki bu durum, sadece güvenlik meselesi değil, aynı zamanda insani bir kriz haline de dönüşebilir. Çetelerin yarattığı huzursuzluk ve hükümetin şiddeti artıran politikaları arasında bir denge bulmak zor. Halk, her geçen gün daha fazla korku içerisinde yaşamaya devam ediyor. Hükümetin nasıl bir strateji geliştireceği, önümüzdeki günlerde ülkenin geleceği açısından kritik bir rol oynayacak.
Sonuç olarak, Haiti'deki çetelerin yarattığı tehdit ve buna karşı yapılan İHA'lı operasyonlar, bu ülkenin karşılaştığı karmaşık sorunları bir araya getiriyor. Yalnızca güvenlik değil, insan hakları, uluslararası ilişkiler ve insani yardımlar gibi birçok alanı etkileyecek bu durum, önümüzdeki süreçte daha fazla tartışmayı beraberinde getireceğe benziyor. Haiti, uluslararası toplumu harekete geçerek, köklü ve kalıcı çözümler bulmaya yönlendirirken, aynı zamanda kendi insanının da güvenliğini sağlamalıdır.