Gazze, tarihindeki birçok zorlu dönemi geride bırakmasına rağmen, şu an yine bir bayram döneminde yas ve hüzünle anılıyor. Her ne kadar mübarek bayramlar, sevinç, paylaşım ve dostluk anlamına gelse de, Gazze’de yıllardır süren çatışmalar ve kısıtlamalar bu coşkunun önüne geçiyor. Bu yıl, Ramazan ayının ardından gelen bayramda, halkın yüreklerindeki acı ve kayıplar bir kez daha ön plana çıkmış durumda.
Bayram, İslam dünyasında çeşitli kutlamalar, özel yemekler ve ziyaretlerle geçerli bir gelenek olmasına rağmen, Gazze’de yaşayanlar için bu durum oldukça farklı. Sokaklar, bayram süslemeleri ile doldurulurken, içten bir hüzün hissediliyor. Aileler, bayramı kutlamak yerine kaybettikleri sevdiklerini anmak için bir araya geliyorlar. Her sokakta, bir umut ve kayıpla beraber düşünceli bakışlar görmek mümkün.
Çatışmaların getirisi olarak, özellikle çocuklar bu bayram zamanında birçok şeyden mahrum kalıyor. Bayramlık kıyafetlerini giymek, akrabalarını ziyaret etmek veya tatlılar yapmak yerine, kaybettikleri arkadaşlarını anmanın ve yas tutmanın acısını yaşıyorlar. Bu yıl Gazze'deki birçok okul da, güvenlik endişeleri ve maddi imkansızlıklar nedeniyle bayram kutlamalarına katılamadı. Velilerin ve öğretmenlerin yaşadığı bu yürek burkan durum, Gazze’nin genel sosyoekonomik durumunu da açık bir şekilde gözler önüne seriyor.
Bölgedeki uzun süren çatışmalar, Gazze'nin alt yapısını ve ekonomik durumunu ağır şekilde etkiledi. İşsizlik oranların tavan yapması, insanların sevdiklerine hediye alma veya bayram için özel yemekler hazırlama gibi geleneksel uygulamaları yerine getirmekte zorluk çekmesine neden oluyor. Birçok aile, temel ihtiyaçlarını karşılamakta bile güçlük çekerken, bayram döneminin getirdiği yükümlülükler karşısında çaresiz kalıyor.
Ülkedeki insani kriz her geçen gün daha da derinleşirken, birçok uluslararası kuruluş da durumu gözlemlemek ve yardımlarını sürdürmek için çalışmalara devam ediyor. Ancak, bu yardımlar bile halkın bayram coşkusunu geri getirememekte. Gazze halkı, Uluslararası toplumdan ve yardımlardan yana umutsuzluk yaşıyor. Sadece bayram günlerinde değil, her gün, bir umut bekleyişi içinde yaşamak zorunda kalıyorlar.
Bayramda yas tutan bir diğer kesim ise, kayıplarını anmak için bir araya gelen dostlar ve akrabalardan oluşuyor. Akşam misafirliklerinde yemekler yerine anı paylaşımına odaklanılıyor; eski fotoğraflar ve anılar eşliğinde birbirleriyle moral bulmaya çalışıyorlar. Bu durum, bayram coşkusunun yerine sarsıcı bir hüzün ve geçmişle yüzleşmeyi getiriyor.
Her yıl olduğu gibi, bu bayramda da insanların ruh halleri, sokakta dolaşan çocukların yüzlerinde net bir şekilde okunabiliyor. Yüzlerindeki hüzün, gözlerinde parlayan yaşlarla birleştiğinde, bayramın ne kadar farklı bir anlam ifade ettiğini gözler önüne seriyor. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler ve yazılar her ne kadar umut dolu mesajlar içerse de, yerel halk cephesinde yaşananlar gerçekleri bir kez daha ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, Gazze’deki bayram neşesi her geçen gün daha da azalırken, bunun yanında bayramın asli ruhunu yaşatmaya çalışan bireyler de mevcut. Bayram namazı gibi dini törenlerin yanı sıra, dayanışma ve yardımlaşma ruhunu bir nebze olsun yaşatmaya çalışan kişiler, Gazze’nin yaralarını sarmaya çalışıyor. Ancak insanların en büyük hayali, gelecek bayramlarda gerçek bir kutlama yapabilmek, özgür bir şekilde sevdikleriyle bir araya gelebilmek.
Özetle, Gazze’de bu bayram da acıyla anılacak gibi görünüyor. Herkesin barış ve huzur içerisinde yaşadığı, kayıpların anıldığı ve sevdiklerinin yaşadığı günlerin özlemiyle geçecek olan bu süreç, bölgenin mevcut durumuyla iç içe geçmiş bir gerçeği yansıtıyor. Umutlar tazelenirken, insanların geçirdiği sıkıntılar ve kayıplar bir sonraki bayrama kadar anılmaya devam edecek. Ancak, bu umudun yeşermesi için uluslararası dayanışma ve destek büyük bir zarurettir. Gazze halkı, sadece geçmişin hatıralarıyla değil, geleceğin umutlarıyla dolu bir bayramı hak ediyor.