Emine Erdoğan, Vatikan'da gerçekleştirilen bir konferansta, uluslararası ilişkilerdeki adaletsizliğe dikkat çekerek "Dünya 5'ten büyüktür" ifadesini kullandı. Bu sözleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olan beş ülkenin (ABD, Rusya, Çin, Fransa ve Birleşik Krallık) karar verme süreçlerinde güçlü bir tekelleşme oluşturan yapılarına karşı duyulan eleştirilerin bir özeti niteliği taşıyor. Dünyanın farklı köşelerinde yaşanan çatışmaların ve sıkıntıların çözümü için daha kapsayıcı ve adil bir sistemin gerekliliğinin altını çizen Erdoğan, katılımcılara umut veren bir mesaj verdi.
Emine Erdoğan, konuşmasında, savaşların ve insani krizlerin giderek arttığı bir dünyada, daha adil bir dünya düzeninin kurulması gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda, "Dünya 5'ten büyüktür" söylemi, yalnızca siyasi bir ifade değil, aynı zamanda daha kapsayıcı bir yönetim sisteminin gerekliliğini gösteren bir çağrıdır. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizler, insanlık olarak, barışın ve adaletin sağlanması adına birlik olmalıyız. Her bireyin, halkın ve ülkenin sesi olmaya gayret etmeliyiz. Gerçek demokrasi, herkesin fikrinin değerlendirildiği, her sesin duyulduğu bir yapıyla mümkündür."
Erdoğan, adaletin önemine değinerek, uluslararası toplumun hegemonyacı tutumları yerine daha insani yaklaşımlar benimsemesi gerektiğini belirtti. Bu bağlamda, özellikle kadınların ve çocukların savaşlardan etkilendiğinin altını çizen Erdoğan, "Savaşan değil, barış isteyen bir dünya yaratmalıyız. Barış, sadece silahların bırakılması değil, insanlara ve doğaya saygı gösterilmesidir." ifadelerini kullandı.
Emine Erdoğan, konferansta sivil toplum kuruluşlarının savaş ve kriz bölgelerinde ortaya koyduğu çabaların önemine de dikkat çekti. Sivil toplumun rolünün her zamankinden daha kritik olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu kuruluşların hem insani yardım hem de barış süreçlerine katkı sağladığını belirtti. "Sivil toplum, demokratik bir toplumun temel taşıdır. Bu nedenle, uluslararası toplumun sivil toplumu desteklemesi ve güçlendirmesi kaçınılmazdır. Her birey, bu süreçte rol almalı ve barışa katkıda bulunmalıdır," dedi.
Erdoğan, dünya genelindeki insani krizlerin çözümü için yapılan yardımların önemli olduğunu, ancak bu yardımların yapısal değişimlere yol açacak şekilde planlanması gerektiğini dile getirdi. "Kıtlama değil, sürdürülebilir çözümlerle, insanlara ve onların ihtiyaçlarına saygı gösteren bir yaklaşım benimsemeliyiz," diyerek, uzun vadeli çözümler için işbirliğine vurgu yaptı. Ayrıca, dünya genelinde iş birliği yapılması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Küresel sorunlara tek bir ülke veya yalnızca beş ülkenin çözüm önerisiyle yaklaşmak, adaletsizliği beslemekten başka bir şey değildir. Hepimizin bu sorunlara ortak bir çözüm geliştirmesi gerekiyor," dedi.
Emine Erdoğan'ın Vatikan'daki konuşması, sadece bir siyasi duruş değil, aynı zamanda insanlık adına bir çağrıdır. Herkesin paylaştığı bu dünyada adalet, eşitlik ve barışın sağlanması için ortak bir anlayış geliştirmenin ne kadar önemli olduğunu hatırlatmaktadır. "Dünya 5'ten büyüktür" ifadesi, artık özlem duyulan bir birliktelik çağrısını, daha insani ve adil bir dünya düzeninin arayışının en somut ifadesidir. Bu mesaj, özellikle genç nesillere ve geleceğe yönelik bir umut ışığı olarak da değerlendirilebilir.
Sonuç olarak Emine Erdoğan, tüm dünya için bir nefes, bir umut ve bir hedef belirlediklerinin altını çizerek, "Bizler barışı sağlamak için kararlıyız. Herkes için daha adil ve huzurlu bir dünya yaratma azmi içinde olmalıyız" diyerek konuşmasını sonlandırdı. Bu tür buluşmalar ve mesajlar, sadece siyasi figürlerin değil, her bireyin bu uluslararası sorunlara duyarlılık göstermesinin gerekliliğini tekrar gözler önüne seriyor.